Yazılar

Thursday, February 28, 2013

12 Ocak 2013 ve Dalida - Bang Bang

Merhaba blog ve izleyicilerim. 10 Ocak 2013 tarihinde yazdığım "Bir deniz kıyısında..." başlıklı post iki gün sonra hayatımın şoklarından birini yaşamama neden oldu. Anlatayım. Kendimi ancak toplayabildim.

Yazıda ismi geçen Hakan adlı şahısla her zaman ki gibi görüntülü görüşme yaparken kendisine kanım kaynadı ve gizli blogumda onunla ilgili bir yazı paylaştığımdan bahsettim. Ne olduğunu merak etti ve söylemem için diretti. Bu arada yanında ev arkadaşları ve "O" mevcut. Hayır falan desem de kendisiyle ilgili olan kısımdan bir kaç cümle okudum. Sen tut o cümleleri google ile ara. Blogumu bul. Konuşma esnasında Hakanın bilgisayarından Dalida - Bang Bang çalmaya başladı. Suratımda ki ifadeyi unutamıyorum. Her şey bitmişti benim için. Hayatım bitmişti. Ölmüştüm sanki. Kelimelerle ifade edemiyorum. Hakan, ev arkadaşları ve en kötüsü de "O" her şeyi okuyabiliyorlardı artık. Apar topar çağrıyı sonlandırdım. Arkasından blogu sildim. Her şeyi kapattım ve kendimi elimde sigara ile beraber balkonda buldum. Eşcinsel olduğumu bilen arkadaşlarımı aradım ama ulaşamadım. Saat sabahın altısı tabi. Bir iki gün sonra bir şey olmamış gibi davranmaya başladılar. "O" telefon açtı ve şaka olup olmadığını sordu. Ben ise sadece "gibi" diyebildim ne evet ne de hayır. Süregelen tedirginlikle beraber kendimi eşcinsel olduğumu bilen ve eşcinsel olan arkadaşımın yanında buldum. Bana her şeyin düzeleceğini, hayatımda bir değişim olmayacağını söyledi. İnanmadım haliyle. Ağladım sustum tekrar konuştum. Sonsuz bir döngüye girmiştim sanki. Korkuyordum ya kaybettiysem diye. Sonucu merak ediyordum kanser olmuş bir hasta gibi. Doğum günüm geldiğinde iste gece on iki olur olmaz "O" nun sevgilisinden mesaj aldım. İlk mesajı göndermeyi nasıl becerdi bilemiyorum. Uyandığımda hala doğum günümdü, bir çok insan aramış ve mesaj göndermişti. Bir tek "o" yoktu. Dayanamadım ve mesaj gönderdim bir şeyi unutmadın mı diye. Doğum günümü kutladı. Buraya gelecek misin diye sordum sanmıyorum diyerek cevapladı. Bu konunun konuşulması çok zor olacaktı. Bir hafta sonra ise artık açıkça konuşmam gerektiğini düşündüm ve mesaj gönderdim. Bir şeyler saklamaktan yorulduğumu ve zamana ihtiyacım olduğunu söyledim. Kendisi için hiçbir şeyin değişmediğini belirtti ve  neden ilk önce ona söylemediğimi sordu. " Seni sonsuza kadar kaybetmekten korktuğum için. " dedim. Yanıma geldiğini ve gelince etraflıca konuşacağımızı söyledi.

Yanıma geldi. Buluştuk ve her zaman ki mekanlarımızdan birine gittik. Mc Donald's ve sıcak çikolata ikilisi. Kendisi için tekrar içmem gerektiğini söyledi. Gülümsedim. Birer tane kaptık ve terasa çıktık. Konuya girmekte zorluk çeksek de her şeyi konuştuk. Beraber vakit geçirdik. Teknoloji mağazalarını gezdik falan filan. Kuzeninde kaldık bir kaç gün. Oyun oynadık. Dana her zaman ki gibi itekleyerek uyandırdı beni. Her şeye rağmen beraber vakit geçirmek güzeldi. Hayati faaliyetlerimden biri olan gülmeyi gerçekleştirebiliyor olmam güzeldi.

Ve gideceği günün sabahı  Hakan'ın yaşadığı şehre gidecektim. Gece vedalaşmak için sözleştik. Evine geldiğimi söyledim mesaj aracılığıyla. Yarın buluşsak olmaz mı diye cevap aldım. Sonrasında gönderdiğim hiç bir mesaj iletilmedi. İki buçuk saat evinin altında bekledim, bir paket sigara ile beraber bol miktarda göz yaşı tükettim. Eşcinsel olduğumu bilen bir arkadaşımın yanında aldım soluğu. Skype'a girdim ve çevrim içiydi. Oradan iki buçuk saat beklediğimi ve sabah gideceğimi söyledim. Tekrar evine geldim ve on dakika kadar görüştük. Birer sigara içtik sarıldık ve ayrıldık. Hakan beni çok eğlendirdi. Bol bol gezdik, yedik, içtik. Şu an ise hala boşluktayım. Yazdığım yüzlerce şarkı sözünü bestelemek için uğraşıyorum. Her denememde bir yanım acıyor ve yarım bırakıyorum. Tamamlayamıyorum. Yirmi gündür görüşmüyoruz. Sesini özledim.

3 comments :