Acı Çekiyorum

Aşık olduğum adamın yanına geldim bugün. Otogarda gördüğüm an sıkıca sarıldım. Cesaret edip boynundan öpmek istedim ama bavulumu alma telaşıyla yapamadım. Sigaralarımızı yakıp dolmuş durağına kadar yürüdük. Yolculuktan bahsetmemi istedi. " Uyudum " dedim. Dolmuşa binip kızın evine gittik. Hala oradayım yani burada.  Her şey yolunda gidiyordu, ta ki sevgilisi ile beraber 30 saniyede bir şapur şupur öpüşene kadar. Her öpücük sesinde içimden bir parça eksiliyordu sanki. Yan odaya gidiyor öpüyor ve geri geliyor. Şu an yastıkla birbirlerine vuruyorlar. Seslerini duyabiliyorum. Ağlamak istiyorum ama yapamıyorum. Acı çekiyorum. Daha 1 hafta buradayım sanırım. Koskoca İstanbul'a değiştiğim adam bana farkında olmadan veya olarak acı çektiriyor.  Doğuştan oyuncu olduğum için rolümü harikulade oynuyorum. Kafamı çeviriyorum falan bunlar öpüşürken. Sarıldıklarında onlara bakıp gülümsüyorum. Bunu rahatça yapabilmeme yardımcı oluyor kahrolası sürtük. Tatlı bir kız aslında. Bir suçu yok sonuçta. Elim kolum bağlı burada yazı yazıyorum. Yazmak beni rahatlatıyor bir nebze de olsa. Gay olduğumu itiraf ettiğim arkadaşımı durumdan haberdar ettim. Benim asla onunla beraber olamayacağımı ama o kızında miyadının dolacağını söyledi. Tam son cümlemi yazarken odama girdi aşık olduğum adam,  az önce. Gözlerim dolu. Cüzdanını arıyor. Hızlıca sayfayı sakladım. Ve "iyi geceler yavrum " cümlesini kurup gitti. İçeride gülüşüyorlar. Aynı yatakta. Of ! Belki etkisi olur diye uyuyacağım sessiz olun biraz dedim kısık sesimle. Her saniye ölüyorum sanki. Kulağıma son ses müzik takıp uyusam iyi olacak. Yeşil Gay kan kaybediyor...

Yolculuk

Beni aramasi uzerine yola koyuldum. iskence gibi gececek 1 haftam var. ama her sey icin deger. koskoca istanbula degistim kendisini resmen. ha bu arada kiz arkadasinin evinde kalacagiz. bu demek oluyorki her gece aglayarak yazilar yazabilirim. hala yoldayim. imla ve turkce karakter kitligindan anlamissinizdir telefonumla yaziyorum. simdilik bu kadar. 5 saat sonra gidigindan opmeyi planliyorum kendisini. tabi kiz yoksa. ezgi bittin sen.lol

Çağrı

Sevdiğim adam sınavlarımın bitmesini fırsat bilerek beni yanına çağırdı. 14 saat kadar uzak bir yere... Özetle başka bir şehre. Delicesine gitmek istiyorum ama "O" kız orada. Bir de kız kardeşi ile aynı evde yaşıyor. Düşünemiyorum. Ben onun kaldığı odanın hemen yanında, o, kız arkadaşıyla beraber aynı yatakta... Hazmedemeyeceğim bir durum olur doğrusu. Gecenin bir yarısı yatağımdan fırlayıp her şeyi açıklamak gibi bir delilik yapabilirim. Karışık ve huzursuz. Ne yapmalıyım ?

Gay olduğumu itiraf ettim.

Aylardır yazmıyorum. Resmen doldum taştım. Olaylar olaylar... Okul biterken bir yandan yaşadığım ve anlatmadığım şeyler var. Bakalım yeşil gay neler yaşamış bu 3 ayda.

Sigaramı yaktım ve başlıyorum anlatmaya gün ağarırken...


GAY OLDUĞUMU İTİRAF ETTİM

Okuldaki en yakın arkadaşlarımdan birine gay olduğumu itiraf ettim. O kadar heyecanlıydım ki o gece. Uzun süredir bu cümleleri duymak istiyordu zaten benden. Bundan adım kadar eminim. Kendisi heteroseksüel, karşı çıktığım tabirle "normal" bir erkek. Çokta anlayışlı ve ılımlı sağolsun bu konuda. Verdiği tepki sıradan ve rahatlatıcıydı.
"Olabilir normaldir. Sen benim kardeşimsin sonuçta. "

Hatırladığım kadarıyla diyaloğumuzun bir bölümünü aktarayım..

E - Bana dört yıl sonra söyleyeceğin şey neydi ?
YeşilGay - Her şeyin bir zamanı var. Neden beklemiyorsun?
E - Galiba tahmin edebiliyorum.
YeşilGay - O zaman şöyle söyleyim. Eğer babam yanımda olsaydı şimdikinden çok daha farklı biri olabilirdim. Örneğin GAY olmazdım belki.
E - " Olabilir normaldir. Sen benim kardeşimsin sonuçta. "
YeşilGay - Teşekkür ederim. İyi ki varsın.


Ardından birine aşık olduğumu ve kesinlikle o kişinin kendisi olmadığını söyledim. İstifini bozmadan sıkça telefon görüşmeleri yaptığım kişi olan sevdiğim adamın ismini söyleyiverdi. Utandım. Evet dedim onayladım. En azından hayatımda tam olarak neler yaşadığımı anlatabileceğim birini kazandım galiba. Sevdiğim adamı özlediğim zaman, onun yüzünden üzüldüğüm zaman ağlayacak bir omuza ihtiyacım vardı...

SEVDİĞİM ADAM ARTIK BİR SEVGİLİSİNİN OLDUĞUNU SÖYLEDİ

Yıkıldığım andı. Nadiren anlattığı küçük ilişkilerinin yanında türk bir kızla beraber olduğunu söylediğinde aşırı derecede tepki verdim. Telefonu yüzüne kapattım. Tekrar aradığında ise bağlantının koptuğunu söyledim. İlginçtir ki kıskandın mı diye sordu. Evet dedim seni paylaşamıyorum. Bu cümleye karşılık senin yerin apayrı onunki ise apayrı dedi. Her neyse dedim. Adına sevindim diye koca bir YALAN söyledim. Oturdum saatlerce ağladım. Şarkılar yazdım. Bir iki tanesini besteledim. Güftelerde ki haykırışlarımda göz yaşlarımı
tutamadım. Çok özlemiştim ve onun artık bir sevgilisi vardı. Öyle işte. Ondan nefret ediyorum demek isterdim ama ne mümkün ?

YAŞADIĞI ŞEHRE GİTTİM


Sevdiğim adamın yaşadığı şehre gittim fotoğraf sanatına düşkünlüğümü bahane ederek. Biraz çekim yaptıktan sonra buluştuk. Ertesi gün sınavı vardı. Ben de farklı bir mekana gittim çekim için. Sanatımı icra ederken telefonum çaldı. " Akşam Ezginin de gelmesinde bir sakınca var mı ? " Bu soruyu bana soruyorsa mutlaka hissediyordur kıskançlık duygularımı diye düşündüm. "Gelsin !" diye cevap verdim. Akşam oldu buluştuk ve ANIN DONDUĞU AN yaşandı. Karşıdan el ele geliyorlardı. Göz yaşlarımı akıtmamak için kendimi şebekliğe verdim her zaman ki gibi. Kıza karşı oldukça samimi davrandım. Nefretimi saklamak için sürekli güldürdüm onu. Lise yıllarından anılarımızı anlattım. Fotoğraflarını çektim sırf O istedi diye.

 Her ne kadar kötü zaman geçirsem de ona bir kere sarılabildiğim için değdi.
 Hala çok seviyorum. Her şeyim !!

İNANCIMI SORGULAMAYA BAŞLADIM
Lanet olası Facebook sayfası olan " Karikateist " beni yoldan çıkarmaya çalışıyor. Her ne kadar tövbeler etsemde "ağır müslüman" olarak tabir edebileceğim insanların yorumlarına gülmekten ölüyorum. Şiddetle tavsiye edebileceğim nadir sayfalardan.



Ya öyle işte dostlar. Buradayım artık. Oh be rahatladım biraz :)